Doğru ve yanlış kavramı… Herkes için öznel bir bakış açısıyla yorumlanabilir, doğru ve yanlış subjektif olgulardır. İnsanın doğruyu ve yanlışı ayırt etmesinde en büyük etken; ahlak kurallarıdır. Ahlak kuralları da, zaman zaman göreceli boyuta ulaşabilmektedir. Ancak dünya tarafından bilinen ve kabul gören doğru ve yanlış kavramları, genellikle ortak noktada buluşurlar. Hırsızlık yanlış, paylaşmak doğrudur gibi. Bu noktada insanoğlunun bu yargıları kavrayabilmesi ve yorumlayabilmesi, kişisel gelişim eğitimi ile mümkün olmaktadır.
Doğumundan itibaren hatta anne karnına düşmesiyle birlikte öğrenmeye başlar insan. Ölüme kadar durmadan ilerleyen bir süreçtir eğitim. Bu süreçte insanların beyin gelişimi de tamamlanır. Öğrenilecek kavram ve olgular asla tükenmez. İnsanoğlu da öğrenmeye asla doymaz. Böylelikle dünya da gelişir. Dünya geliştikçe insanların algıları da büyür. Algı seviyesinin artmasıyla birlikte, insanlar yeni arayışlara girerler. Kişisel gelişim konusu da tam bu noktada ortaya çıkmıştır. Kişisel gelişim eğitimi, insanların ömürlerine boyunca alacakları derslerdir aslında. Kişiliğin oturması, 3-4 yaşlarında başlar ve ortalama 20’li yaşlarda, insan karakter sahibi olur. Bu noktadan sonra, insanların kendilerini kişisel gelişim bakımından geliştirmeleri söz konusu haline gelir. Kişisel gelişim eğitimine, beynin eğitimi de denebilir. Beyine verilen komutların, beyinde kabul görmesi, kişisel gelişim eğitimi ile mümkün olmaktadır. Yani insan “başarmalıyım!” dediğinde, beyin buna inanıyor ve istenilen kavram elde ediliyorsa, beyin eğitiminde büyük yol kat edildiği de söylenebilir.
Kişisel gelişimin önemini kavrayan insanlar, zamanı geldiğinde mutlaka belli bir kültür seviyesine ve yeterli zenginliğe kavuşurlar. Çünkü bu tür insanlar, başarının beyinde bittiğini kabullenmiş ve başarmış insanlardır. Bu noktada kişisel gelişim eğitiminin, mutlulukla sonlanan bir hayata kavuşmak için bir yol olduğunu söyleyebiliriz.
0 yorum:
Yorum Gönder